Ben saçlarımı topluyorum
zemini
siyah ve uzun
ve uzvu gibi
ellerimin
beyaz gömleğini çekiştiren
eskil yüzü kaldırımların
bırakarak
taşlar kadar ağır
bırakarak
ceplerimden avuçlarımı
üşüyor
yaşlı bir adam saklanan
çizgilere takılı
yere meğili kadar
salarak göğün başını
doğurgan
ağır ve aksak bir dilden
ağararak
karşısında durmak
babalar erken ölür
erken bir ölümdür baba olmak
tüm börtü böceklerini soluyarak
yaz
yarısına buruşan ten lekelerini ağartan
ana
son
sofrası
dün
bildiği tüm yer
yazgıları çürümenin etimde
bin kez bölünen
mayoz sayhalarında
ceplerimizden çıkan
olsa olsa
negatif i simya
kızıl gün batımlarında
sarıyorlar
al akşamları da
ve betonarme söylevler
tutkulu şehir eşkıyalarınca
çizilen eşgal
ismini siliyor boyuna
boyun bağında
bir düğüm üzüm
asmalıydı bahçem
üzüm
dolandı
bardağıma
kırdım
börtü ve böceği
zamanı.
zeyn
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder