7.08.2010

Ben saçlarımı topluyorum

zemini

siyah ve uzun

ve uzvu gibi

ellerimin

beyaz gömleğini çekiştiren

eskil yüzü kaldırımların

bırakarak

taşlar kadar ağır

bırakarak

ceplerimden avuçlarımı

üşüyor

yaşlı bir adam saklanan

çizgilere takılı

yere meğili kadar

salarak göğün başını

doğurgan

ağır ve aksak bir dilden

ağararak

karşısında durmak

babalar erken ölür

erken bir ölümdür baba olmak

tüm börtü böceklerini soluyarak



yaz

yarısına buruşan ten lekelerini ağartan


ana

son

sofrası



dün

bildiği tüm yer

yazgıları çürümenin etimde

bin kez bölünen

mayoz sayhalarında

ceplerimizden çıkan

olsa olsa

negatif i simya




kızıl gün batımlarında

sarıyorlar

al akşamları da

ve betonarme söylevler

tutkulu şehir eşkıyalarınca

çizilen eşgal

ismini siliyor boyuna

boyun bağında

bir düğüm üzüm



asmalıydı bahçem

üzüm

dolandı

bardağıma



kırdım



börtü ve böceği



zamanı.

zeyn

Hiç yorum yok: